Avrupa’n?n K¸rtlere Borcu Var
Tarih: 07.10.2007 Saat: 19:49
Konu: PHP-Nuke


›smail  BE?›KÇ›    Türkiye, Avrupa Birli?i’ne kat?lmak istemektedir. 1959’dan, 1963’den beri Türkiye, Avrupa Birli?i’ne girmek için çaba sarfetmektedir. Bu bir devlet projesidir.  Türkiye, Avrupa Birli?i’ne kat?lmak istemektedir  ama, kendi de?erlerini koruyarak, bunlardan hiç taviz vermeyerek kat?lmak istemektedir. Resmi ideolojinin de?erleri, devletin  de?erleridir. Kürtleri Türklü?e, Alevileri Müslümanl??? asimile etmek,  devletin temel amaçlar?ndan biridir.

    Avrupa Birli?i ve Kürtler konusu irdelenirken, Amerika Birle?ik Devletleri’ni de bu ili?kilere katmak gerekir kan?s?nday?m. ›kinci  Dünya Sava??’ndan sonra, Türkiye  ABD ile yo?un ili?kiler geli?tirdi.  Politik, ekonomik ve askeri bak?mlardan, Türkiye ile ABD ile yo?un ili?kiler kurdu, antla?malar yapt?. Türk genelkurmay? ile ABD genelkurmay? aras?nda birçok antla?ma yap?ld?. Türk ordusunu, ABD lojistik bak?mdan yo?un bir ?ekilde destekliyordu. Bu anla?malar gere?ince, Türkiye’de birçok alanda üsler, tesisler kuruldu. Özel Harp dairesinde çal??an görevlilerin maa?lar? bile uzun süre ABD taraf?ndan ödenmi?ti. Bu dairenin masraflar? da ABD taraf?ndan kar??lan?yordu. ABD ile dostluk bu dönemde devlet politikas?yd?.  1960 lar ve daha sonras?nda, sol güçler, ABD’ye kar?? bir tutum izliyorlard?.    2000’lerdeyse devlet, anti-Amerikanc? olmaya ba?lad?.Devlet, bu dü?üncesini ve niyetini, kendisiyle uyumlu çal??an çe?itli bas?n yay?n gruplar? arac?l???yla  duyurmay?  ihmal etmedi.  Devletin bu tutumundaki de?i?ikli?in temel nedeni, ABD’nin 2003’te, Irak’a silahl? müdahalesiyle, Kürtlerin önünün aç?lmas?, Kürt yönetiminin olu?mas?d?r. Devlet Kürtlerdeki bu süreci durdurmad??? için ABD’ye kar??  ABD yönetimine kar?? bir tutum içine girmi?tir.  Devlet, Kürtlere önemli bir f?rsat verdi?i için,  bu f?rsat?n olu?mas?na engel olmad??? için ABD’ye, ABD yönetimine kar??d?r.     Türk siyasal sisteminde resmi ideoloji çok önemli bir kurumdur. Türk siyasal sisteminde belirleyici ve yönlendirici olan devletin resmi görü?leridir.Resmi ideoloji birinci planda ordu kaynakl? görü?lerden olu?maktad?r. Resmi ideolojinin olu?umunda Milli Güvenlik Kurulu’nun çok büyük bir rolü oldu?u söylenebilir.  Resmi ideoloji üç önemli konuda dü?ünce olu?turmakta,  tav?r ve davran?? sergilemektedir. Komünizme kar?? olmak,  irticaya, ?eriatç? geli?melere kar?? olmak,  Kürtçülü?e, bölücülü?e kar?? olmak üzerinde durulan belli ba?l? konulard?r. Devlet bu üç konuda sistematik bir mücadele geli?tirmi?tir.  Bu mücadele, dü?ünce plan?nda ve eylem plan?nda çok geni? alanlar? kapsamaktad?r.     1980’lerin sonlar?nda ve 1990’lar?n ba?lar?nda  Sovyetler Birli?i’nin da??lmas?, Do?u Avrupa’da ve dünyan?n geri kalan bölgelerinde Komünist devletlerin ve sol siyasal hareketlerin gerileyi?i komünizmi, Marksist-Leninist ak?mlar? ve hareketleri bir tehdit unsuru olmaktan ç?karm??t?r. 1991 de komünizmle mücadelede önemli rol oynayan 141 ve 142. maddeler yürürlükten kald?r?lm??t?r.  Bu iki madde, eski ceza yasas?nda yani bundan önceki ceza yasas?nda önemli iki maddeydi.  Bugün Türkiye’de Marksist-Leninist ak?mlar, siyasal hareketler  yine vard?r. Fakat bu hareketlerin dayand??? kitle temeli yoktur veya bu temelde büyük a??nmalar olmu?tur.  ›?çi s?n?f? içinde de ciddi bir a??rl?k söz konusu de?ildir. Kitlesel bir temel olmad??? için,  sol, tehdit unsuru olmaktan art?k uzakt?r.  22 Temmuz 2007 seçimleri dikkate al?nd???nda, yoksul, fakir-*****ara halk kesimlerinin, sol partilerden çok sa? partilere daha çok da,  ›ktidar partisi Adalet ve Kalk?nma Partisi  (AKP) ye oy verdikleri görülmektedir.Örne?in, ayd?nlar taraf?ndan çok büyük bir deste?e ve te?vike sahip oldu?u halde, ›stanbul 2. bölgede sol oylar, Bask?n Oran’?n milletvekili seçilmesini sa?layamam??t?r. Bu bölgede sol ba??ms?z aday?n milletvekili seçtirebilecek kadar oy potansiyeli olmad??? anla??lmaktad?r. . Sol bugün, devlet için, resmi ideoloji için tehdit olmaktan epey uzakt?r. Bilakis, Kürtlere kar?? mücadelede önemli bir dayanak olarak kullan?lmas? için dikkate de?er bir çaba gösterilmektedir.     ›rticaya-?eriatç?l??a kar?? mücadele, devletin önem verdi?i ikinci bir konudur. Buradaki irtica sözü sadece dinsel bir anlay???, bir gericili?i ifade etmemektedir. Devletin önem verdi?i konularda,  siyasal sistemi de?i?tirici her öneri, irtica olarak de?erlendirilmektedir. Bu görü?ler, laiklik, *****huriyetçilik kavramlar?yla savunulmaktad?r. Ama bu kavramlar aras?nda demokrasi diye bir kavram yoktur. Türkiye’nin laiklik anlay??? asl?nda, evrensel laiklik anlay???na uymamaktad?r. Evrensel, ça?da?, laiklik anlay???nda, devletin bütün inançlara e?it mesafede durmas? esast?r. Devlet yönetiminin dinden ayr?lmas? da önemlidir.  Türkiye’deyse, devlet taraf?ndan denetlenen bir din anlay??? vard?r. Diyanet ›?leri Ba?kanl??? bir devlet kurumudur.Hanefi-›slam inanc?n? halk y???nlar?na empoze etmek için büyük bir gayret gösterilmektedir. Bu bak?mdan Alevi inanc? kabul edilmemektedir.  Türkiye laik bir devlet de?ildir. Türkiye’nin laik olmad???n?n en önemli göstergesi Alevi inanc?n?n, Alevi ya?am felsefesinin kabul edilmiyor olmas?d?r.  Alevileri Müslüman yapmak için çok büyük çabalar harcanmaktad?r.  Kürtleri Türkle?tirmek, Alevileri Müslümanla?t?rmak Türk egemenlik sisteminin, Türk devlet anlay???n?n  çok önemli iki boyutudur. ›slam?n iki büyük mezhebi vard?r.  Sünnilik, ?iilik.  ?iili?e 12 ›mamc?lar veya Ali taraftarlar? da denilmektedir.  Alevili?in bu iki ana yap?yla hiçbir ili?kisi yoktur.  Alevili?n ›slamdan önceki bir inanç oldu?u aç?kt?r.  Mezopoamya kökenli bir inanç oldu?u da bilinmektedir.  Alevilik için, ›slam?n Türk yorumu denilmesi de yanl??t?r.  Bu da basmakal?p bir dü?üncedir.  Aleviler aras?nda Türk Aleviler oldu?u gibi, Kürt Aleviler, Arap Aleviler de vard?r.     “Devlet kontrolunda din anlay???” kavram? üzerinde durmak gerekir.  Devlet Kürt hareketini firenleyebilmek, kontrol edebilmek için dini ve dinsel ak?mlar? etkin bir ?ekilde kullanabilmektedir.  Hizbullah’?n  devlet taraf?ndan kurulup geli?tirildi?i bilinen bir durumdur Devlet denetiminde oldu?u için,  dinsel siyasal ak?mlar?n da . devlet için önemli bir tehdit unsuru olmad??? söylenebilir. Bu konularla ilgili kurumla?malar, geli?meler hep, devletin bilgisi, te?viki, deste?i sayesinde olmu?tur.     Türkler, Araplar ve Farslar, ›slamiyeti hep kendi milli ç?karlar? aç?s?ndan de?erlendirmi?lerdir. ›slamiyete,  hep, Türklü?ü daha ileri götürmek için, Arapl??? daha ileri götürmek için, Farsl??? daha ileri götürmek için sar?lm??lard?r.  ›slamiyete, s?rf ›slaml???, Müslümanl??? ilerletmek için sar?lanlar sadece Kürtler olmu?tur.  Kürtlerin ba??na,  öbür ›slam halklar? taraf?ndan binbir türlü belan?n sar?lmas?na neden olmu?tur.  Yani, Kürtleri, Kürt olduklar? için, bask? alt?nda tutunlar, kom?ular? ›slam devletleridir. ›slamiyet ve Kürtler ili?kisinde bu dikkate de?er çok önemli bir boyuttur.     Bu üç konudan, devlet için en önemli olan?, “Kürtçülük”, “bölücülük” diye  tarif edilmeye çal???lan bir durumdur.  Devlet, Kürtlerin kurumla?malar?n?, siyasal birimler olu?turmalar?n? engellemek için her ?eyi yapmaktad?r.  Kitlesel ve bireysel  sürgünler,  köylerin yak?l?p y?k?lmas?, koruculuk dayatmalar?,  insanlar? kaç?r?p yok etmeler, , öldür-kaç?r-göm uygulamalar?,  kitlesel yerinden edilmeler bunlar aras?nda say?labilir.    ABD’nin, 1991 de, Irak’ta, uçu?a yasak bölgeler olu?turmas?nda öncülük yapmas?,  Güney Kürdistan’da Kürt  yönetiminin olu?mas?nda ve kurumla?mas?nda önemli bir i?leve sahip olmu?tur. 2003 müdahelesiyle bu kurumla?ma daha da yo?unla?m??t?r. Bu süreçte Kürtler etkili bir ?ekilde,  uluslar aras? kurumlar?n gündemine girmi?,  bu da örne?in Türkiye’de. Anti-amarikanizmin geli?mesinde birinci derecede rol oynam??t?r.     1991 de, 3713 say?l? Terörle Mücadele Yasas?, TCK 141-142’yi yürürlükten kald?rm??t?r. Bu maddeler, “komünizm propagandas?” ve “kürtçülük-bölücülük propagandas?” ad? alt?nda,  dü?ünce aç?klamalar?na kar?? kullan?l?yordu.  Sol dü?ünceler, Marksizm-Leninizmle ilgili aç?klamalar,  suç olmaktan ç?kar?lm??t?. Ama, ayn? yasa,  7.ve 8. maddelerinde Kürtlerle ilgili dü?ünce aç?klamalar?n? daha a??r bir suç olarak yeniden düzenlemi?ti.    Bugün, Kürtlerle ilgili geli?meler yan?nda,  Aleviler, K?br?s ve Cmuhurba?kanl??? ile ilgili  konular da resmi ideolojinin ilgi alan?na girmektedir.1990’lar?n sonlar?nda, 2000’lerin ba?lar?nda Türk kamuoyunun Avrupa Birli?i taraftar? oldu?u vurgulan?rd?. Örne?in 2002-2003 sular?nda, Türk kumuoyunun AB’ye deste?inin % 80-85 oldu?u söylenirdi. Kö?e yazarlar? bu durumla ilgili analizler yaparlard?.  Günümüzde AB’ye verilen deste?in çok azald???,  örne?in, % 15-20 lere, hatta daha a?a??lara dü?tü?ü, art?k Türk kamuoyunun AB’ye güvenmedi?i vurgulanmaktad?r.  Bunun temel nedeni. Ana nedeni, yine Kürt sorunudur.  Kürtler bu süreçte AB’ye yo?un bir ?ekilde destek vermi?ler,  Örne?in Kopenhag kriterlerinin gerçekle?mesi için aktif bir çaba içinde olmu?lard?r. Türk kamuoyu 1999’un sonlar?ndan günümüze kadar geli?en süreçte,  bakm??t?r ki,  Kürtler AB’yi çok savunuyor, AB’nin Kürtlere yarar? var, o zaman AB’ye kar?? olmak gerekir” anlay???na varm??t?r. Bu “Kürt anas?n? görmesin” anlay???ndan ba?ka bir ?ey de?ildir.       Türkiye’de resmi görü?, kamuoyu olu?turulmas?nda çok güçlü bir etkendir. Bas?n-yay?n kurumlar?, medya, resmi görü?ler do?rultusunda, çok güçlü propaganda yapmakta,  kamuoyunu istenilen do?rultuda biçimlendirmektedir.  Bas?n-medyan?n çok büyük bir kesimi,  sanki Milli ›stihbarat Te?kilat?’n?n bir ?ubesi gibi çal??maktad?r. Gerek ABD’ye kar?? tutumlar, gerek AB’ye kar?? tutumlar bu ili?kiler çerçevesinde belirlenmektedir.    Türkiye’de Kürtlerin ve Türklerin AB’ye bu arada, ABD’ye bak??lar? farkl?d?r. Türk kamuoyu resmi görü?ler do?rultusunda biçimlenmektedir. Bu, AB’nin de?erlerine kar?? olmak demektir. Kürtler örne?in, Kopenhag kriterlerine daha ba?l?d?r. Kürtler, Kopanhag kriterlerinin ya?ama geçirilmesiyle Türkiye’de demokrasinin geli?ece?ini,  demokrasinin geli?mesiyle de,  Kürt sorununun daha rahat bir ?ekilde,  tart???labilece?ini dü?ünmektedir. Kürtler AB de?erlerine daha ba?l?d?r, AB’ye daha ba?l?d?r. Bunlar evrensel de?erlerdir. Hukukun üstünlü?ü, insan haklar?, yarg? ba??ms?zl???, idarenin hukuku ba?l? olmas?… gibi de?erler…    Kürtlerin AB’ye kar?? tutumunun olumlu olmas? belirleyici de?ildir. Avrupa’n?n Kürtlere kar?? tutumunun da irdelenmesi gerekir.  1920’lerde, ba?ta, ›ngiltere ve Fransa olmak üzere, Avrupa, Kürtlere kar?? çok büyük haks?zl?klar yapm??t?r. ›ngiltere ve Fransa gibi emperyal devletlerde,  iktidarda kim olursa olsun, ister sa?c?lar olsun, ister liberaller olsun, ister solcular olsun,  her zaman Kürt kar??t? bir politika izlemi?lerdir.  Bu devletlerde, insanlar ve kurumlar, siyasal partiler, sendikalar,  vs. kendilerini,   hiçbir zaman Kürtlerin yerine koymam??lar,  her zaman,  Kürtleri mü?tereken bask? alt?nda tutun bölge devletlerinin yan?nda yer alm??lard?r. Sovyetler Birli?i de bu anti-Kürt politikalar? ve uygulamalar? aynen benimsemi?tir. Günümüzde, Avrupa,  Kürtlere yap?lan bu tarihsel haks?zl???n bilincine varmak durumundad?r. ?u ili?kilerin, ?u sorular?n, so?ukkanl? bir ?ekilde cevaplar? aranmal?d?r. Bugün dünyada 200 civar?nda devlet var.  2004 Atina Olimpiyatlar?na 204 devlet kat?ld?. Bu devletlerden 192’si Birle?mi? Milletler’e de üyedir.    192 devletden birço?unun nüfusu bir milyonun alt?ndad?r. Nüfusu 10 bin, 50 bin olan devletler bile vard?r. 27 üyeli Avrupa Birli?i’nin 1950’lerdeki kurucu üyelerinden biri,  Luxsemburg’dur.  Luxemburg bugün 450 bin civar?nda olan bir nüfusa sahiptir. Luxemburg 450 bin nüfusuyla ba??ms?z bir devletken,  Ortado?u’da nüfusu 40 milyonu a?k?n Kürtler neden herhangi bir siyasal statünün sahibi olamam??lard?r?  Bu devletlerden ço?unun ülke geni?likleri,  Kürdistan’nin bir beldesi kadar bile de?ildir. Avrupa Birli?i’nin K?br?s, Malta, Slovenya,  gibi üyelerinin nüfusu yine, bir milyonu alt?ndad?r.    Liechestein, Avrupa Konseyi’nin üyelerinden biridir.  27 bin civar?nda bir nüfusa sahiptir.  Bunca nüfusuna ra?men, Kürtlerin bir siyasal statüye sahip olmamalar? elbette, üzerinde durulmas? gereken bir konudur. Kald? ki tarihte,  Luxemburg diye, Liechestein diye ülkeler, halklar da yoktur.  Belki, Almanya, Fransa, Belçika gibi devletler aras?nda prenslikler vard?r.  Kürtler ise, Mezopotamya’n?n otokton bir halk?d?r.  Kürdistan bin y?l? a?k?n bir zamand?r, Kürdistan olarak bilinen bir ülkedir, bir toprak parças?d?r.   200 y?l? a?k?n bir zamand?r da Kürtlerin milli mücadelesi vard?r.  Bu mücadele s?ras?nda ya?am?n?n yitiren Kürtlerin say?s?n? belki, milyonlarla ifade etmek gerekir. Bütün bunlara ra?men, Kürtlerin herhangi bir siyasal statüye sahip olmamalar?, bilakis, bölünmeleri, parçalanmalar?, payla??lmalar?,  dikkate de?er bir durumdur. Yukar?da say?lan ülkelerin, halklar?n ne gibi fazlal?klar? var,  devlet sahibi olmu?lar, Kürtlerin ne gibi eksiklikleri var, statüsüz b?rak?lm??lar? Bu durumlar?n, ili?kilerin irdelenmesinde yarar vard?r.    Bütün bunlar?n yan?nda, ?u konunun üzerinde de durmak gerekir. Avrupa Birli?i’nin Kürtlere ili?kin kararlar? da var. “Ortado?u’da s?n?rlar?n de?i?mesine kar??y?z” “Ortado?u’da ba??ms?z Kürt devletinin kurulmas?na kar??y?z”… AB neden böyle söylemektedir?  AB, “Kürtler, bulunduklar? devletlerdin s?n?rlar? içinde, baz? bireysel haklara sahip olabilmelidirler…” diyebilmek için karar?na böyle ba?lamaktad?r. Bu kararlarda örne?in, Luxemburg’un da imzas? vard?r.  Böylece 450 bin gibi bir nüfusa sahip olan Luxemburg, nufusu 40 milyondan fazla Kürtlerin gelece?ini belirleme hakk?na sahip olmaktad?r. Bu ili?kide siyasal ahlak var m?d?r? Bu ili?kide siyasal ahlak, uluslararas? hukuk, insan haklar? vs. nerede durmaktad?r? Üçüncü dünya halklar?na, hukuk, insan haklar?,  hukukun üstünlü?ü, hukuka ba?l?l?k adalet gibi  gibi evrensel de?erleri ö?retmeye çal??an Avrupa Birli?i’nin bu ili?kileri sorgulamas?nda, irdelemesinde yarar vard?r. Bütün bunlar, AB taraf?ndan,  Avrupa taraf?ndan  so?ukkanl? bir ?ekilde dü?ünülmelidir. Saddam Hüseyin’in kimyasal ve biyolojik silahlar üretti?i,  bu silahlar? Kürtlere kar?? sistematik olarak kulland??? bilinmektedir.  Saddam Hüseyin bu silahlar?n teknolojisini, ham maddelerini nerelerden temin etmi?tir? Bunlar?n da dikkatli bir ?ekilde irdelenmesi gerekir.  Avrupa’n?n Kürtlere borcu büyüktür. Kürtler, Avrupa’ya kar??, AB’ye kar?? ele?tirel bir tutum tak?narak, izleyerek, AB’nin bu bilince ula?mas?n? sa?lamak durumundad?r.  





Bu haberin geldigi yer: Pdk Bakur
http://arsiv.pdk-bakur.com

Bu haber icin adres:
http://arsiv.pdk-bakur.com/modules.php?name=News&file=article&sid=433